9 Temmuz 2007 Pazartesi

Cinsel Performansiniza Gore Konusun

Netten bir alıntı...


CİNSEL PERFORMANSINIZ KADAR KONUŞUN


Eğer bir toplum kurnazlıkla zekayı birbirine karıştırıyorsa ve yaşamını kurnazlıkla idame ettirmeye meyilli ise, o toplumdan hiçbir halt olmaz. Tıpkı Türk toplumu gibi...

Hele de o toplumun eğitimli kesimi, uzmanlığını kurnazlıkla harmanlayıp milleti aptal yerine koymaya başladıysa, durumlar 'yandı gülüm keten helva' kıvamına girmiştir. Selametle..

Gene kimlere mi kızdım?
Yazılı ve görsel medyanın 'uzman görüş' adı altında gaz verdiği, her gün yeni ve fos icatlar çıkaran, bir dedikleri bir dediklerini tutmayan sağlık magazincilerine.. Tıp camiasının aç gözlü starlarına..

Gün geçmiyor ki, mucize bir adam medyada boy gösterip, mucize bir tedavi yöntemi açıklamasın! Eskinin lokman hekimlerini, koca karı ilaçlarını mumla arar olduk vesselam.

Geri kalmış illerimizde zorunlu görev yapmaktan imtina eden, sağlık sigortası ve parası olmayan hastaları hastanelerde rehin bırakan, ücretsiz olarak halkı bilinçlendirme görevi olunca muayenehanelerinde para saymaya kaçan doktorlarımız, iş meşhur olmaya gelince meslek aşkıyla yanıp tutuşuyorlar bakıyorum.

Reyting ve tiraj uğruna, artık neresinden ne uyduracağını şaşırmış medyamız da sağlık sektörünün kozmetikleşmesine, popülistleşmesine, magazinle flört etmesine çanak tutunca, doktorlarımız neredeyse 'halka mal olmuş sanatçı' edasında dolaşır oldular.

Sağlık sektörü uzmanlarının televole starı olma telaşına ilk örnek Haydar Dümen'di sanırım. Ve Haydar Dümen fenomeniyle başlayan kepazelik, gün be gün artarak devam etti. Her gazetede bir sağlık köşesi, her sağlık köşesinde bir 'mucize doktor!' Bol fotoğraflı, bol renkli, bol asparagaslı, bol mucizeli köşeler..

Eh, doktorların bol keseden ve entipüften umutlar vaadettiği bir ortamda, mucize hastaların da konu mankeni olarak deneyimlerini kamuoyu ile paylaşması kaçınılmaz oluyor tabii.

Diyelim ki biri çıkıyor ve deneyimlerinden yola çıkarak bir mucizeden bahsediyor. "Bilmemne otuyla, bilmem kaç günde kanseri yendim.. Bilmemne ilacıyla, bilmem kaç günde, bilmem kaç kilo verdim... Bilmemne meyvesi, bilmemneye iyi geliyor.. Mucize bitki.. Mucize yöntem.. Mucize doktor... Mucize hasta.."

Elde bilimsel hiçbir veri yok! Maksat medyaya malzeme çıksın, birkaç 'uzman görüş' nasiplensin, birkaç hasta meşhur olsun..

Geçenlerde de Ertuğrul Akbay adında, nur topu gibi, sağlıklı bir soytarımız oldu mesela. Kalitesi kelamlarından menkul olan şahıs 66 yaşında olup, biyolojik yaşının 25 olduğunu söyleyen bir vaka. Jimnastik salonlarında salınırken çekilmiş boy boy fotoğrafları bu tezinin 'resimli ve boyalı' delili! Kafkas çayını büyük sırrı olarak ifşa etmesi de sağlık sektörü için dev bir adım!

Biyolojik yaşını bilemem ancak beyninin 3 ila 5 yaşındaki bir insanın özelliklerine sahip olduğunu tereddütsüz söyleyebilirim. Tabii Ertuğrul Bey ısrarla biyolojik yaşının 25 olduğunu söylerken 'alt taraftaki beyni' hakkında da bize bir takım mesajlar vermek niyetinde.

Zaten medyanın sağlık konusunda haber yaparken, özellikle ve ısrarla cinsel performansa ağırlık vermesi tesadüf değil, kurnazlık. Sözüm ona sağlık konusunda duyarlı bir medyamız var! Yerseniz..

Şöyle bir bakın, sağlık köşesi olarak ayrılan sayfaların büyük kısmı erkeklere performans taktikleri veren uzman ve telkinlerle dolu.

Hangi meyve afrodizyak.. Hangi sebze performans artırıcı.. Hangi madde kısırlık yapar.. Hangi yiyecek kaldırır; hangisi indirir.. Bir indi kalktı telaşıdır gidiyor.

Ortalık cinsel performans konusundaki engin tecrübelerini kamuoyu yararına sunmaya can atan, 'yüksek performanslı erkek'ten geçilmiyor nitekim. En son Metin Akpınar, en güçlü afrodizyağın kuru fasulye olduğunu açıkladı mesela.

İnsan merak etmeden duramıyor.. Metin Akpınar bu keşfinde hangi deneysel yöntemleri kullandı, kaç denek üstünde kullandı? Kuru fasulyenin salçalısı, kadının kalçalısı mı performansı artırır? Kuru fasulye yanında yenen turşunun performansa bir etkisi var mıdır? Hangi yöremizde yetişen kuru fasulye daha etkilidir? Düdüklü tencerede pişen kuru fasulye düdüğü öttürür mü?

Diyeceksiniz ki "Cinsellik sadece erkekle bitmiyor ki? Bizim medya eksik hizmet veriyor!" Demeyin efendim. Eğer bizim medya bir konu hakkında toplumu aydınlatacaksa, işini eksiksiz yapar.

Erkeklerin cinsel performansını artırma yöntemlerine 'düzenli seks ömrü uzatır' mesajını ekleyince, kadınlara da gaz veriyorsun ve ta ta ta taaaaaaaa: İşte size sağlık konusunda duyarlı medya, işte size sağlık hizmeti!

Sanatçılarımız, televole starlarımız, medya şebeklerimiz boşuna demiyorlar 'E sağlıklı bir erkeğim' ya da 'sağlıklı bir kadınım' diye.. Sağlık dediğin cinsel performansla başlar, cinsel performanssızlıkla son bulur. Tepişebiliyorsan sağlıklı, tepişemiyorsan hastasın demektir. Bu kadar!

Aylak kasap şeyini tartarmış!
Tarta tarta bitiremediler; bu ne performansmış yahu!


?

Hiç yorum yok: