6 Temmuz 2007 Cuma

Sorularla Diyabet - Kan Sekeri

Sorularla diyabet. Diyabet hakkında bilmediklerimiz. Farkında olmak lazım..
Aşırı su içme, aşırı idrara çıkma, sık acıkma, aşırı yeme, yorgunluk ve halsizlik belirtileri ile kendini gösteren şeker hastalığı yüksek tansiyon, böbrek yetersizliği, görme bozuklukları, dolaşım problemleri ile duyu bozukluklarına neden olabilir.
Aç karnına ölçülen kan şekerinin 126 mg/dl'nin üzerinde olması, şeker hastalığı olarak kabul edilir.

- Tam anlamıyla iyileşebilecek, diğer bir deyişle geçecek bir hastalık olmadığından diyabette tedavi ve önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmak büyük önem taşır. Doğru beslenme ve düzenli ilaç kullanımı ile birlikte sürekli, düzenli ve uygun egzersiz, diyabet hastasını birçok sorundan koruyup, iyi bir kan şekeri kontrolü sağlar.

“Diyabet nedir”, “kaç tip diyabet vardır”, “belirtileri nelerdir” gibi soruların yanı sıra “egzersiz neden gereklidir”, “hangi egzersiz uygun olur”, “egzersiz öncesinde, sırasında ve sonrasında nelere dikkat etmeli” ve ayak-tırnak bakımı ile ilgili sorularınıza da yanıt bulacaksınız.

1 . DİYABET NEDİR?
Vücudun başlıca enerji kaynağı glukoz adı verilen bir tür şekerdir. Alınan besinler vücutta glukoza dönüştürülerek kullanılır. Hücrelerin glukozdan enerji elde etmesi için pankreastan insülin adında bir hormonun salgılanması gerekir. İnsülin olmadan glukoz hücrelere giremez. Eğer vücutta insülin yapılamıyorsa ya da hücreler var olan insülinden etkilenmiyorsa, kandaki şeker hücre içine giremez, yani kullanılamaz ve kandaki düzeyi yükselir. Bu duruma diyabet ya da şeker hastalığı adı verilir. Aç karnına ölçülen kan şekerinin 126 mg/dl’nin üzerinde olması, şeker hastalığı olarak kabul edilir.

2 . KAÇ TİP DİYABET VARDIR?
Genellikle 25 yaşından önce ortaya çıkan tip 1 diyabette, vücutta yeterli insülin üretilemez. Bu nedenle tip 1 diyabeti olan hastaların, kan şekeri düzeyini ayarlamak için devamlı olarak insülin kullanması gerekmektedir. Bu hastalar genellikle çok yemek yemelerine rağmen zayıflarlar. Bu tip diyabette kan şekerini kontrol altına almak daha zordur ve hastalar şeker düşüklüğü (hipoglisemi) ya da şeker yüksekliği (hiperglisemi) olasılığı nedeniyle yakından izlenmelidir.Tip 2 diyabet yaşamın daha geç dönemlerinde (genellikle 45 yaşından sonra) ortaya çıkar. Pankreasın yeterli insülin üretememesinin yanı sıra, vücut hücrelerinin insülini kullanmasında da sorun vardır. Bir başka deyişle, kanda yeterli miktarda glukoz ve insülin bulunmasına rağmen glukoz hücre içine giremez ve hücreler yeterli enerji sağlayamaz. Bu hastalar ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçlarla (oral antidiyabetikler) tedavi görürler. Tip 2 diyabet hastaları genellikle fazla kiloludur.

3 . DİYABETİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Aşırı su içme, Aşırı idrara çıkma, gece idrara çıkma, Sık acıkma, aşırı yemek yeme, Yorgunluk, halsizlik.

4 . DİYABET NE TÜR SONUÇLAR DOĞURABİLİR?
Glukoz, hücrenin yaşamı için gereklidir ancak kandaki düzeyi uzun süreli yüksek kalırsa, damarların iç yüzeylerinde hasar oluşturur. En sık etkilenen organlar göz, kalp, sinir dokusu ve böbreklerdir. En korkutucu sonuçları ise, yüksek tansiyon, böbrek yetersizliği, görme bozuklukları ve körlük, dolaşım problemleri ve sinir sistemi hasarlarına bağlı olarak duyu ve hareket bozukluklarıdır. Damarlarda oluşan hasar, glukoz seviyesinin ne kadar fazla olduğuna ve yüksek kaldiğı sürenin uzunluğuna bağlıdır.Önceleri ince damarları tutan bu hasar giderek daha büyük damarları da etkiler ve sonuçta ateroskleroz (damar sertliği), kalp damarlarının hastalıkları, miyokard infarktüsü (kalp krizi), inme (felç) gibi hayatı tehdit edici hastalıklara neden olabilir. Kalp krizi nedeniyle ani ölüm şeker hastalarında 6 kat daha sık görülür. Ayaklarda dolaşım yetersizliğine ve sinirlerin yıpranmaşına bağlı olarak his azalması ve yaralar oluşabilir. Kangrene kadar gidebilen bu durum “diyabetik ayak” olarak adlandırılır.Tip 2 diyabetlilerde böylesi tehlikeli sonuçların görülme sıklığı daha fazladır. Bu nedenle Tip 2 diyabetlilerde kandaki glukoz kontrolünün yanısıra, kan yağlarının (kolesterol) ve kan basıncının (tansiyon) normal düzeylerde tutulması çok önemlidir. Diyabetin sonuçlarından korunmak, onlarla mücadele etmekten çok daha kolaydır.

5 . KOMPLİKASYON GELİŞECEĞİNİ GÖSTEREN BELİRTİLER NELERDİR?
Bulanık görme, Aşırı yorgunluk, EI ya da ayaklarda hissizlik ya da karıncalanma, Göğüs ağrısı, Sık sık infeksiyon gelişmesi ya da yaraların iyileşmemesi, Devamlı baş ağrısı

6 . YAPILMASI GEREKENLER NELERDİR?
Diyabette tedavi ve önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmak çok önemlidir, fakat en az bu kadar önemli olan ikinci bir bilgi de, bu yaşam tarzının bir ömür boyu devam etmesi gereğidir. Ne yazık ki diyabet tam anlamıyla iyileşebilecek, diğer bir deyişle geçecek ya da hayatınızdan çıkıp gidecek bir hastalık değildir. Diyabetle birlikte yaşamak öğrenilmeli ve önerilere uyulmalıdır. Sebze, meyve ve hububattan zengin beslenme alışkanlığı geliştirmek, Öğün atlamadan uygun içerikli beslenmek, Düzenli egzersiz yapmak, Fazla kilolardan kurtulmak, Düzenli doktor kontrolüne gitmek, Önerilen tedaviyi doktor kontrolünde düzenli olarak ömür boyu kullanmak, Kan glukozunuzu normal seviyelerde (açlık kan şekeri: 70-110 mg/dl) tutarsanız, diyabetin getireceği sorunları azaltabilirsiniz.

7 . DİYABET VE EGZERSİZ
Egzersizin her iki tip diyabetin de tedavisinde çok önemli bir yeri vardır.Doğru beslenme ve düzenli ilaç kullanımı ile birlikte sürekli, düzenli ve uygun egzersiz yapılması, diyabet hastasını birçok sorundan koruyacak ve iyi bir kan şekeri kontrolü sağlayacaktır.

8 . EGZERSİZ NEDEN GEREKLİDİR?
Egzersiz, kan şekerinizin düzenlenmesinde önemli rol oynar. Egzersiz sırasırıda enerji ihtiyacını karşılamak için kandaki seker kullanılır ve kan şekeriniz bir miktar düşer. Egzersiz, vücutta bulunnan insülinin daha iyi kullanılmasını da sağlar.Diyabette en başta gelen ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır. Egzersiz, diyabette çok önemli bir sorun olan kalp ve damar hastalıklarının gelişimini önler ya da geciktirir.Fazla kilolu iseniz, düzenli egzersiz kilo vermenize yardımcı olacaktır. Başlangıç aşamasındaki birçok diyabet hastasında, sadece iyi bir diyet ve düzenli egzersiz ile kan şekerini kotrol altına almak mümkün olabilir. Ayrıca egzersiz, sizin kendinize zaman ayırmanızı, daha iyi görünmenizi ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

9 . HANGİ EGZERSİZ UYGUN OLUR?
Doktorunuza danışmadan ve kan şekerinii bilmeden egzersize başlamayın.Egzersize başlamadan önce doktorunuza danışmanız en doğrusudur. Başka bir hastalığınız varsa, egzersiz yapmanız tehlikeli bile olabilir. Doktorunuz sizi muayene edecek ve sizden kan şekeri tayininin yanısıra, gerekli görürse bazı başka testler de isteyecektir. Bunlara göre doktorunuz sizin hangi egzersizi, ne sıklıkta ve ne kadar yapmanız gerektiğini belirleyecektir.Yürüyüş yapmanın diyabetliler için en iyi egzersiz yöntemi olduğu kabul edilmektedir. Haftada en az birkaç kez, düzenli olmak üzere yürümeniz size oldukça yararlı olacaktır. Bu yürüyüş süresini doktorunuzla birlikte belirleyeceksiniz. Ama kendinizi ilk günden başlayarak zorlamamanız, kendinize kısa ve uzun vadeli hedefler koyarak bu programa uymanız doğru olur. Eğer mümkünse bisiklete binmeniz de sizin için iyi ve zevkli bir egzersiz olabilir.

10 . EGZERSİZ ÖNCESİNDE NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
Kan şekeriniz 70 mg/dl’nin altında yada 250 mg/dl’nin üstünde ise egzersiz yapmanız doğru olmaz. Kan şekeriniz fazla düştüyse hemen, aşırı olmamak kaydıyla, karbonhidratlı gıdalar yemelisiniz, daha sonra her zamankinden daha hafif bir egzersiz yapabilirsiniz.Eğer kan şekeriniz 250 mg/dl ya da bunun üstünde çıktıysa, kan şekeri kontrolünüz bozulmuş demektir, bu durumda derhal bir doktora başvurmalısınız.Kan şekerinizde aşırı düşme ya da aşırı artış yoksa, egzersize başlayabilirsiniz. Üzerinize fazla terletmeyecek, rahat bir giysi giymeniz, ayakkabılarınızı mutlaka spora uygun seçmeniz iyi olur. Egzersize başlamadan önce mutlaka ayaklarınızı iyice gözden geçirin. Gözden kaçan kücük bir çatlak ya da yara, egzersiz sırasında büyüyüp size ciddi sorun yaratabilir.

11 . EGZERSİZ SIRASINDA NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
Egzersiz sırasında dikkat etmeniz gereken en önemli şey kendinizi fazla zorlamamanızdır. Aşırı yorgunluk, ağrı, nefes darlığı, çarpıntı gibi bir sorunla karşılaşırsanız, egzersize ara verin ve bunu doktorunuza bildirin.Egzersiz sırasında karşılaşabileceğiniz ciddi ve önemli bir sorun da kan sekeri düşüklüğü (hipoglisemi)’dür.

Hipoglisemi belirtileri şunlardır: Aşırı terleme Halsizlik Baş dönmesi Zihin bulanıklığı EI ve ayaklarda titreme Uykuya eğilim Ağız kenarlarında iğne batma hissi Çarpıntı, kalp atışında hızlanmaEgzersiz sırasında bunlardan birini hissederseniz derhal egzersizi bırakın, iki-üç kesme şeker yiyin ya da şekerli bir içecek icin.Bu belirtilerden birini hissetmeniz mutlaka kan sekerinizin normal sınırın altına düştüğünü göstermez.Ama bu durumda acil kan şekeri tayini imkanınız olmadığından, şekeriniz normalin altına düşmüş kabul ederek şekerli birşeyler yemeniz doğru olur. Çünkü şekerin kabul edilebilir sınırın altına düşmesi, sınırın üstüne çıkmasından daha tehlikelidir. Daha sonra doktorunuza başvurmanız doğru olur.

12 . EGZERSİZ SONRASINDA NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
Yukarıda belirtilen hipoglisemi belirtleri, egzersizden sonraki 12 saat içinde de ortaya çıkabilir, bu süre içinde de bu belirtilere karşı dikkatli olmanız gerekir.Her egzersiz sonrasında ayaklarınızı dikkatle kontrol edin ve yara, çizik, çatlak gibi bir sorun görürseniz vakit geçirmeden doktora başvurun. Bu küçük yaralar önemsenmediklerinde kalıcı ve büyük yaralara dönüşüp, sizi ve doktorunuzu uzun süre uğraştırabilirler.

13 . HEDEFİM NE OLMALI?
Egzersiz yapmaktaki amacınız iyi bir kan şekeri kontrolü sağlamak, kilo vermek, kalp ve damar hastalıklarından korunmak ve sonuçta diyabetle birlikte sağlıklı yaşamaktır.Bunu yaparken kendinize kısa ve uzun vadeli hedefler koymanız işinizi kolaylaştırabilir. Hareketsiz bir yaşam süren bir kişiyseniz, kendinizden birdenbire saatler süren bir yürüyüş ya da uzun bir koşu beklemeniz haksızlık olacağı gibi gerçekçi de olmaz.Kendi önünüze gerçekleşmesi mümkün olmayan bir plan koyarsanız, kısa sürede bundan vazgeçmeniz büyük olasılıktır. Bunun yerine kendi vücudunuzun imkanlarını da gözönünde tutarak daha makul bir plan yapın. Daha da iyisi bunu doktorunuzla birlikte yapın.Örneğin hızlı tempolu bir yürüyüş sizi 3-4 dakikada yoruyorsa ve dinlenmeniz gerekiyorsa, ilk hedefiniz bir aylık düzenli egzersiz programı sonunda, hiç ara vermeden 10 dakika yürüyebilmek olsun. Bunu yaparken, haftada en az kaç gün, yavaş yavaş başlayıp gittikçe hız kazanan (tabii ki asla kendinizi fazla zorlamayacak) 30’ar dakikalık yürüyüşler planlayabilirsiniz. Gittikçe daha rahat yürüdüğünüzü, daha az durup dinlenmek zorunda kaldığınızı görmek sizi sevindirecek ve heveslerdirecektir. İyi bir diyet de uyguluyorsanız, birkaç hafta sonunda fazla kilolarınızı vermeye başlayacaksınız.

14 . DİYABETLİLERDE AYAK BAKIMI NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?
Diyabetlilerde ayak bakımı çok önemlidir. Çünkü, diyabetlilerde ayak sorunları sık ortaya çıkar ve hemen tedavi edilmezse hızla büyük boyutlara ulaşabilir. Önemsemediğiniz küçük çatlaklar, yaralar bile kısa sürede ciddi sorunlar yaratabilir. Bunun başlıca iki nedeni vardır :Diyabette kan damarları hasar görür. Bunun sonucunda ayakta kan dolaşımı bozulur ve en küçük yara bile normalden çok daha geç ve zor iyileşir.Diyabette sinir de hasar görür. Bu ayaklarınızda his kaybına yol açar. Sonuçta normalde hissedebileceğiniz bir kesiği ya da yarayı çok geç, ancak yara büyük boyutlara ulaştığında farkedebilirsiniz. Sinirlerin hasar görmesi, ayakta bir takım şekil bozukluklarına yol açabilir, bu noktalarda tedavisi güç bazı ayak ülserleri (yaraları) ortaya çıkabilir.

15 . AYAK TIRNAKLARINA DİKKAT!
Ayak tırnaklarınızı banyo sonrası, tırnaklar yumuşakken kesin. Daha sonra da törpüleyin. Tırnaklarınızı düz kesin, kenarlarını daha derin kesmeyin.

16 . AYAKLARINIZI KORUYUN!
Evde denizde ve kırda, hiçbir zaman çıplak ayakla yürümeyin. Ayaklarınızın fazla soğukta yada sıcakta kalmamasına dikkat edin. Kışın ayaklarınızın üşüdüğünü farketmeyebilirsiniz. Siz soğuk hissetmeseniz de mutlaka sıcak tutacak yünlü bir çorap giyin. Aynı şekilde, banyo sırasında da ayaklarınızın çok sıcak suya maruz kalmasını önleyin. Ayaklarınızı ısıtmak için sıcak su torbası kullanmayın.

17 . AYAKKABI VE ÇORAPLAR DİKKAT!
Hergün temiz bir çorap giyin. Pamuklu ve yünlü çorapları tercih edin.Ayakkabılarınızın çok rahat ve ayağınıza uygun olmasına dikkat edin. Uzun yürüyüşlerde mutlaka yürüyüş için uygun olan spor ayakkabısı giyin. Fakat yüksek topuklu ve dar ayakkabılardan kaçının. Burnu ya da arkası açık ayakkabı giymeyin.Akşama doğru ayakklarınızda bir miktar şişme olur. Yeni ayakkabı alacaksanız bunu mutlaka öğleden sonra alın.Yeni ayakkabı aldıysanız, bunu önce evde ve kısa mesafelerde deneyin. Bu ayakkabının rahatlığından emin olana dek yanınızda eski bir ayakkabınızı da taşıyın.Ayakkabı ya da terliğinizi giymeden önce içinde yabancı cisim olup olmadığını kontrol edin.

18 . NASIRLAR, SU TOPLAMASI, SİĞİLLER
Ayakklarınızda nasır ya da sertleşmiş deri kısımları varsa bunları siz kesmeye kalkmayın, farketmeden ayağınıza zarar verebilirsiniz. Ne yapmanız gerektiğini doktorunuza danışın.Ayağınız, ayağınızda içi su dolu kabarcıkların oluşmasına neden olduysa, bu kabarcıkları asla patlatmayın. Üzerine bir parça antiseptik ilaç (tentürdiyot v.b. ) dökeceğiniz gazlı bez yerleştirin. Eğer bu kabarcık kendiliğinden patladıysa ve akıntısı varsa hemen doktorunuza başvurun.Siğil, bir tür enfeksiyondur. Ayağınızda siğil oluştuysa ilerlemeden tedavisi için doktorunuza başvurun.Ayağınızda farkedeceğiniz her türlü renk değişikliğini, lekeyi ya da kaşıntıyı derhal doktorunuza bildirin.

NTVMSNBC.COM
Pfizer Türkiye

Hiç yorum yok: