9 Ocak 2008 Çarşamba

Ezgi’yle annesinin umut ’hapishanesi’

Ezgi’yle annesinin umut ’hapishanesi’

Ezgi’yle annesinin umut ’hapishanesi’ İki yaşındaki Ezgi Yağan’a çocukluk çağı kanserlerinden "Nöroblastoma" tanısı konulunca minik kız için zor günler başladı.

Yüksek dozda kemoterapinin ardından, kendi kemik iliğinden toplanan kök hücrelerin nakledileceği Ezgi, en az üç hafta, dünyayla bağlantısının kesileceği KİT (kemik iliği transplantasyon odası) odasında kalacak.

ERZURUM’da oturan ev kadını Hatice Yağan ile bir fabrikada mobilya ustası olan Selahattin Yağan çiftinin, Ebru (9) ve Edanur (7) adlı kızlarının ardından 2 yıl önce Ezgi adını verdikleri kızları dünyaya geldi. Ancak 6 ay önce minik Ezgi rahatsızlandı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne Ezgi’ye kaynağını sempatik sinir sisteminden alan tümör (nöroblastoma) teşhisi koyuldu. Genç çift, tedavi için İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’ne sevk edildi.

Geçen yıl aralık ayında hastaneye yatırılan Ezgi, ancak özel giysili hekim ve hemşirelerin girip çıkabildiği, tamamen steril olan KİT odasına alındı ve yüksek doz kemoterapi verilmeye başlandı. Anne kız Yağanlar, en az üç hafta dışarı çıkamayacakları odada birlikte kalırken; Prof. Dr. Savaş Kansoy da tedaviyle ilgili şunları söyledi:

"Burada amaç, tümör için verilebilecek en yüksek doz kemoterapiyi verebilmek. Bu yüksek doz kemoterapiyle tümörde büyük bir antitümör etki yaratılıyor, ama bu arada kendi kemik iliği de yok oluyor. Daha önceden kemik iliği hücresini alıp, dondurarak saklıyoruz. Kemoterapiden sonra bu toplanan kök hücreleri hastaya tekrardan veriyoruz. Yeniden kemik iliği oluşuyor. Amaç yüksek dozda kemoterapiyi verebilmek. Bu bir kez yapılıyor. 10 yıllık hastalıksız yaşam şansı yüzde 10 iken böyle hücre nakli ve yüksek doz kemoterapiyle yüzde 40’a çıkabiliyor. Yani 4 kat hastalıksız yaşam şansını artırabiliyoruz. Ezgi’yi 3 gün önce KİT odasına aldık. Yüksek doz kemoterapi uygulanmaya başlandı. Ardından da kök hücre nakli yapılacak. Nakilden sonra da en az 15 gün o odada kalmak zorunda. Yani odadan hiç çıkmadan en az üç hafta kalacak."

Yılda 3700 çocukta kanser riski

EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Kantar, her yıl 18 yaş altı 3 bin 700 çocukta kanser beklendiğini söyledi. Kanserin genetik özelliğine dikkat çeken Kantar, çocukta görülen kanser riskinde, ebeveynin sigara alışkanlığının da önemli olduğunu kaydetti. Kanser riskinin anne karnında başladığını belirten Kantar, "Hatta anne hamile kalmadan 3 ay öncesinde bebek için kanser riski başlar ve hamilelik boyunca devam eder" dedi.

DHA

Hiç yorum yok: