10 Ocak 2008 Perşembe

Dert Agaci

DERT AĞACI

Eski çiftlik evini restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü
zorlukla tamamlamıştı.
Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş,
elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı
reddetmişti.

Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu.
Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. Eve doğru
yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her
iki eliyle dokundu.

Kapı açıldığında; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü tebessümle
kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi.
Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde; ağacın yanından geçerken
merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum. "O, benim
dert ağacım," dedi. "Elimde olmadan işimde bazı sorunlar çııyor, ama şundan
eminim ki o sorunlar evime, eşime ve çocuklarıma ait değil. Bunun için bu
sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum.

Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz?
Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını
görüyorum."

Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir.

Emerson

Hiç yorum yok: