12 Eylül 2007 Çarşamba

Mikro Dalga Firin ve Gizli Zararlari

MİKRO DALGA İLE PİŞİRMENİN GİZLİ ZARARLARI

İnsanların mikrodalga fırınların sağladığı rahatlık uğruna
sağlıklarından fedakârlık etmeleri mümkün mü? Sovyetler Birliği 1976
yılında mikro dalga fırınların kullanımını neden yasakladı?
Mikrodalga fırınları icat eden kimdir ve ne sebeple icat edilmiştir?

Amerikan evlerinin %90 ın da mikrodalga fırınlar yemek hazırlamak için kullanılmaktadır, çünkü hem kullanımı çok rahat hem de klasik
fırınlara kıyasla enerji açısından son derece tasarrufludur. Genelde
insanlardaki kanı mikrodalga fırınların hem içinde pişen besinlere hem
de bu besinleri tüketen kişilere bir zararı dokunmadığı şeklindedir.

Aşağıda detayları verilen araştırmanın hedefi mikrodalgada pişirmenin
doğal ve sağlıklı olmadığını ve insan vücudunda hayal edilemeyecek
kadar büyük zararları olduğunu ispatlamaktır.

Mikrodalga fırınlar nasıl çalışır?

Mikrodalgalar da ışın dalgaları veya radyo dalgaları gibi bir çeşit
elektromanyetik enerjidir ve elektromanyetik güç veya enerji
spektrumunun bir kısmını işgal ederler. Günümüzde, modern teknoloji
çağında mikrodalgalar uzun mesafeli telefon sinyallerini, televizyon
programlarını ve bilgisayar bilgilerini hem dünya çapında hem de bir
uzayda ki bir uyduya yollamak için kullanılırlar. Ancak, bizim
bildiğimiz ve de bize hiç yabancı olmayan mikrodalgalar yemek pişirmek için bir enerji kaynağı olarak yaralandığımız mikrodalgalardır.

Her mikrodalga fırında bir magnetron vardır. Bu bir tüptür ve burada
elektronlar hem manyetik hem de elektrik alanlarından etkilenerek
2450Mega Hertz veya 2.45 Giga Hertzlik bir mikrodalga radyasyonu
üretirler. İşte bu radyasyon yiyeceklerdeki moleküllerle etkileşim
yapar.

Bütün dalgasal enerjiler dalganın her bir döngüsü ile pozitif kutuptan
negatife doğru bir değişim yaşarlar. Bu polarite değişimi her
saniyede milyonlarca defa meydana gelir. Besin moleküllerinde
özellikle su moleküllerinde aynen bir mıknatısta ki kuzey-güney kutbu
gibi bir pozitif birde negatif uç vardır.

Ticari fırın modellerinde 1000Wattlık bir elektrik akım vardır.
Magnetron denilen tüpten üretilen bu mikrodalgalar fırının içindeki
besini bombardımana tabi tutarken kutupsal moleküllerin de aynı
frekansta saniyenin milyonda biri bir zamanda dönmelerini sağlarlar.

Bütün bu aktivite yemeğin ısınmasını sağlayan moleküler bir
sürtünmedir. Bu alışılmadık ısıtma şekli çevredeki moleküllere zarar
verir, onları parçalara ayırır ve deforme eder.

Güneşten gelen mikrodalgalar ise direkt akım (DC) prensiplerine göre
fonksiyonlarını yaparlar ve yukarıda bahsedilen sürtünme ısısını
üretmezler. Buna karşılık mikrodalgalar AC akım kullanırlar ve
sürtünme ısısı meydan getirirler.

Bir mikrodalga fırın ince ve çok keskin bir enerji dalgası üretir ve
bu dalga tüm enerji spektrumunda sadece dar bir frekansta bulunur.
Fakat güneşten gelen enerji geniş bir frekans spektrumunda çalışır.

Mikrodalga kullanarak pişirme yönteminin hem günlük yemek pişirmede hem de bebeklere verile biberon sütlerinin ısıtılmasında çeşitli zararlarının olduğu tespit edilmiştir.

Ayrıca, 1991 yılında, Oklahoma'da mikrodalgada ısıtılmış kan verilen
bir hasta ölmüştür. Mikrodalga da ısıtılmış kan hastanın kendi kanında
değişim yapmış ve sonuçta hastanın ölümüne sebep olmuştur.

Bu da açıkça gösteriyor ki mikrodalga kullanılarak yapılan ısıtma
işlemi ısıtılan maddelere zararlı bir şeyler yapmakta. Beden, doğası
itibariyle bir elektrokimyasal olduğu için insanın elektrokimyasal
işlemlerini zorlayan veya değiştiren bir zorlayıcı güç bedenin
fizyolojisinde etkilemektedir. Bu konu Robert O.Becekr'ın kitabı
''The Body Electric'' ve Ellen Surgaman'ın kitabı ''Dikkat,
Çevrenizdeki Elektrik Sağlığınıza Zaralı Olabilir'' isimli kitapta
detaylı olarak anlatılmıştır.

Bilimsel veriler ve gerçekler

1992 yılında Raum ve Zelt tarafından yayınlanan ''Geleneksel şekilde
hazırlanan yiyecekler ve Mikro dalgada hazırlanmış yiyeceklerin
kıyaslanması'' başlıklı çalışmada şu noktalar vurgulanmıştır:-

''Doğal tıbbın en temel hipotezi insan vücudu alışık olmadığı
moleküller ve enerjiler ile karşılaştığı zaman bu molekül ve enerjiler
bedene fayda yerine zarar verirler.

Mikrodalgada hazırlanmış yiyeceklerin içinde insanların ateşin
keşfinden beri pişirdikleri yiyeceklerinde bulunmayan moleküller ve
enerjiler bulunmaktadır. Hâlbuki güneşten ve diğer yıldızlardan gelen
mikrodalga enerjinin esası DC/direkt akımdır.

Buna karşılık yapay olarak üretilen mikrodalgalar (ki buna fırınlarda
üretilenlerde dâhildir) AC (değişken akımdan) meydana gelir ve
dokundukları her yiyecek molekülünde saniyede bir milyarın üstünde
polarite değişmelerine neden olurlar.

Böyle bir işlemde doğal olmayan moleküllerin ortaya çıkması
kaçınılmazdır. Fırınlarda üretilen mikrodalgadan dolayı doğal olarak
ortaya çıkan amino asitlerde bile isomerik değişiklikler (şekil
değişimleri) olduğu ve toksik formlara dönüştükleri tespit
edilmiştir.

Kısa bir sürede tamamlanmış bir çalışmada mikrodalgada hazırlanmış süt ve sebzeleri tüketen kişilerin kanlarında belirgin ve rahatsız edici
değişimler olduğu gözlenmiştir. Bu araştırmada sekiz gönüllü değişik
şekillerde pişirilmiş aynı besin türlerini tüketmişlerdir.

Mikrodalga fırınlarda işlem görmüş yiyecekler gönüllülerin kanlarında
değişimler yaratmıştır. Hemoglobin seviyeleri düşmüş ve toplam beyaz
hücreler ile kolesterol seviyeleri yükselmiştir. Buna karşılık
lenfositler düşmüştür.

Kandaki enerji ile ilgili değişimleri tespit edebilmek için ışık yayan
bakteriler kullanılmıştır. Mikrodalgada işlem görmüş yiyecek
tüketiminden sonra kişilerden elde edilen kan serumuyla karşılaşan
bakterilerin yaydıkları ışınlarda belirgin bir artış gözlenmiştir.

1991 yılında İsviçre de Dr. Hans Ulrich Hertel ile Lozan
Üniversitesinden bir profesörün birlikte yaptıkları araştırmada da
yukarıdaki sonuçlar elde edilmiştir.

Bunlara ek olarak Ruslar tarafından tespit edilmiş bir ''mikro dalga
hastalığı'' vardır. 1950'li yıllarda Ruslar radarın geliştirilmesi
çalışmalarında mikro dalgalara maruz kalmış binlerce işçi üzerinde
yaptıkları araştırmada bu kişilerde çok ciddi sağlık sorunları
olduğunu tespit etmişler ve bu nedenle mikro dalga kullanımı için
kesin kısıtlamalar getirmişlerdir. Buna göre işçiler en fazla
10mikrowatt enerjiye maruz kalabilecekler, siviller için ise bu miktar
1 mikrowatt belirtilmiştir.

''The Body Electric'' isimli kitabında Robert O.Becker mikrodalga
radyasyonunun sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili olarak Ruslar
tarafından yapılan araştırmayı ve ''mikrodalga hastalığını'' şöyle
tanımlamıştır :-

''Mikrodalga hastalığının ilk işaretleri düşük kan basıncı ve düşük
nabızdır. Daha sonra çoğunlukla sempatik sinir sisteminin kronik
olarak uyarılması (stres sendromu) ve yüksek kan basıncı ortaya çıkar.

Bu dönemde baş ağrısı, baş dönmesi, göz ağrısı, uykusuzluk,
huzursuzluk, endişe, mide ağrısı, sinirsel gerilim, konsantrasyon
bozukluğu ve bunlara ek olarak apandisit, katarakt, üreme organları
ile ilgili sorunlar ve kanser görülür.

Kronik semptomlardan sonra adrenalin fazlalığı, koroner damarların
bloke olması ve kalp krizleri ortaya çıkar.

Ayrıca lenfatik sorunlarda gözlemlenmiştir ki bu da bazı kanser
türlerini önleyebilmek için bedenin ihtiyacı olan gücün daha
azalmasına yol açmaktadır.

Yapılan gözlemlerin sonuçlarına göre kanda daha fazla kanser hücresi
oluştuğu, ayrıca mide ve bağırsak kanserlerinde de artış olduğu
gözlemlenmiştir. Ayrıca, daha fazla sindirim sorunu, idrar ve
dışkılama sisteminde yavaş yavaş bozulmalar meydana gelmiştir.

Mikrodalga fırınların etkileri üç ana grupta toplanmıştır:

I. Kansere yol açan etkiler:

a) Atmosferdeki radyoaktivite ile bir bağlanma etkisi yapması,
böylece yiyeceklerdeki alfa ve beta partiküllerinin artması,

b) Süt ve diğer tahıl tanelerinde bulunan protein hydrolysate
bileşimlerinde kansere yol açan maddeler yaratması (bunlar su ilavesi
ile doğal olmayan parçalara ayrılan natürel proteinlerdir),

c) Mikrodalgaya maruz kalan yiyeceklerde ki temel maddelerin
değişmesi dolayısıyla sindirim sisteminde bozuklukların ortaya
çıkması.

d) Yiyeceklerin sıvılarında değişiklik olmasından dolayı lenfatik
sistem de çalışma düzensizliklerinin ortaya çıkması. Emici damarlarda
ve böylece beden dokularındaki anormal büyümeleri engelleyen
bağışıklık potansiyelinin degenerasyona uğraması.

e) Mikrodalgaya maruz kalmış gıdaların tüketilmesinden sonra kan
serumunda yüksek oranda kanser hücreleri görülmesi (cytomalar ve
sarcoma gibi hücre tümörleri)

f) Dondurulmuş gıdalar mikrodalga kullanarak çözdürüldükten sonra
bu gıdalarda ki glucosid (hidrolize edilmiş dextrose) ve galactoside
(okside olmuş alkol) elemanlarının metabolik bölünmelerinde
bozukluklar ortaya çıkması,

g) Özellikle taze köklü sebzelerde kansere yol açan serbest
radikallerin (yüksek reaksiyonlu tamamlanmamış moleküller) meydana
gelmesi,

h) Yapılan istatistiklerde mikrodalgada pişirilmiş yiyecekleri
tüketen kişilerin çoğunda mide ve bağırsak kanserleri görülmüş, aynı
zamanda perifer hücre dokularının dejenere olduğu bunun sindirim ve
dışkılama sisteminde yavaş yavaş bozulmalara yol açtığı tespit
edilmiştir.

II. BESİN DEĞERİNDE AZALMA

Araştırmalara göre mikrodalga fırınlardaki ışınlara maruz kalmak
yiyeceklerin besin değerlerinde azalmaya yol açmaktadır. Bu konudaki
en önemli bulgular:

1. Bedenin B-complex vitaminleri, vitamin C, Vitamin E ve tüm
yiyeceklerdeki lipotropiklerden yararlanma yeteneğinin azalması.

2. Test edilen bütün gıdalarda beden için en gerekli enerjinin
%60–90 arası azalması;

3. Alkoloidlerin (nitrojen bazlı organik elementler),
glucosidlerin, galactosidlerin ve nitrilosidlerin metabolik
davranışlarında ve entegrasyon yeteneğinde azalma;

4. Et ürünlerinde ki nucleoproteinlerin harab olması;

5. Ayrıca, bu ışınlara maruz kalan bütün yiyeceklerde belirgin bir
şekilde yapısal yok olmalar tespit edilmiştir.

III. Biyolojik etkiler

Mikrodalga ışınımlarına maruz kalmak insanların genel biyolojik
yapılarında beklenmedik bir negatif etki yaratmıştır.

Ancak, bu konu Ruslar çok hassas aletlerle ölçüm yapana kadar tespit
edilememiştir. Yapılan araştırmadan elde edilen bulgulara göre zarar
görmek için bir insanın mikrodalgadan geçmiş yiyecek maddelerini
tüketmesine bile gerek yoktur. Böyle bir enerji alanına maruz kalmak
bile istenmeyen yan etkilere yol açmaktadır. Bu yüzden 1976 yılından
beri Rusya'da mikrodalga ile çalışan aletleri kullanmak kanunla
yasaklanmıştır.

Aşağıda bu aletlerin etkileri belirtilmiştir:

1. Mikrodalga fırınlar çalıştıkları esnada onların etki alanında
bulunan kişilerin yaşam enerjisinde azalma ve daha uzun süreli kalıcı
olarak da kişilerin enerji alanında görülen bazı yan etkiler.

2. Aletin kullanımı sırasında hücresel voltajda ve özellikle kan ve
lenfatik alanlarda dejenerasyon,

3. İnsan metabolizmasındaki proseslerde besinlerden yararlanmak için
gerekli potansiyel enerjide bir dejenerasyon ve bozulma,

4. Hücre iç zarında sindirim işleminden sonra kan serumuna aktarılan
metabolik işlemlerin yapılması sırasında meydana gelen dejenerasyon;

5. Serebrum denilen beynin ön kısmında (düşünme ve daha üst düzey
fonksiyonların serbest bırakıldığı bölüm) sinir uçlarının birleşme
yerlerindeki potansiyel elektrik impalslarında dejenerasyon ve
dengesizlik.

6. Sinirlerin elektrik devrelerinde bozukluk ve enerji alanında
kayıplar. Bu kayıplar simetrik olarak hem merkezi hem de otonom sinir
sisteminin hem arka hem de ön taraflarında meydana gelir.

7. Denge ve şuurluluk fonksiyonunu kontrol eden retiküler aktivasyon
sisteminde ki biyoelektrik güçte azalma;

8. Çalışmakta olan aletin çevresinde ki 500 metrelik yarıçaplı bir
alanda bulunan insan, hayvan ve bitkilerde uzun dönemde kümülatif
olarak hayati enerji kayıpları,

9. Uzun süreli kalıcı olan manyetik atıklar sinir sistemi ve lenf
sisteminde birikim yapar;

10.Kadın ve erkeklerde hormonal dengesizlik ve hormon üretiminin engellenmesi;

11.Beyin dalgalarında bozukluklar. Mikrodalga ışınıma maruz kalmış
kişilerin alfa, beta, teta ve delta dalga sinyallerinde bozukluklar;

12.Beyin dalgalarındaki bu bozukluklardan dolayı negatif psikolojik
etkilerin ortaya çıkması. Gerek pişirme gerekse transmisyon
istasyonlarında mikro dalgaya sürekli maruz kalmış kişilerde hafıza
kaybı, konsantrasyon eksikliği, baskılanmış duygular, zihinsel
aktivitelerde yavaşlama gibi etkiler görülmüştür.

Hiç yorum yok: