25 Mayıs 2007 Cuma

Toplum ve Terör

Toplumumuz terör açısından son derece şanssız. Yıllarca bir çok insan hayatını kaybetti. Hain terör saldırılarılarının yanı sıra binlerce faili meçhul cinayetin yaşandığı ülkemizde binlerce ailenin canı yandı.

Terör Türk insanı için başlı başına bir afetti. Ancak diğer afetler gibi doğal olmaması olayın en kötü tarafı. İnsan elinden çıkan büyük bir kıyım haline dönüştü. Kim olduğu, neci olduğu önemli değil. Ölümlerin yaşanması milliyetten, toplumsal sınıflardan, din, dil, renk ve ırktan daha önemli bir nokta. İnsanlar ölmemeli. Ne Türkiye'de ne de dünyada insan ölümleri yaşanmamalı artık.

İnsan ölümleri uzakta olunca acı vermiyor. Ancak insan yakınındaki bir insanın ölümüne fiziki olarak tanık olması sonucu bir ölümün neden olduğu yıkım anlaşılabiliyor. Biraz empati ile insanın uzaktaki bir ölümün şiddetini ve bir aileden neleri götürdüğünü anlayacağını düşünüyorum.

Aileler yıkılırken, insanlar ölürken bizler hala insanların milliyetlerini ve iyi tarafta olup olmadıklarını tartışıyoruz. İnsan haklı da olsa haksız da olsa öldürülmemeli.

Özellikle hiçbir günahı yokken, hiç bir olayla alakaları yokken ölen insanlara yüreğim sızlıyor. Anakara Ulus'ta hain bir saldırı ile hayata veda eden insanlar canımı yakıyor. Hiçbirinin günahı yoktu. Hepsinin hayatlarına baktığımız zaman işinde gücünde ya da hayata tutunmaya çalışan insanlar olduklarını görüyoruz.

Bu insanlar gibi daha niceleri terör ve etkileri nedeniyle bu dünyadan göçtüler gittiler.
Artık barış olsun. Adımlar atılsın. Devlet ve temsilciler meclisi gerçekten isteseydi bugüne kadar bu sorunlara yönelik ciddi adımlar atılabilirdi diye düşünüyorum. Eğer bu sorun meydanlarsa avaz avaz bağırıldığı kadar ciddi bir sorun olarak görünseydi hala insanlar ölmezdi.

Nedenler düşünülmeli ve artık adım atılmalı. İlle savaş ile çözülemeyeceği ortada. Cehalet almış başını gidiyor. Ve cahil insana hiçbir şey anlatılamaz. Eğitim bile bu cehalet duvarını aşamıyor. Sosyo-ekonomik konulara ağırlık verilebilirse sorunlar zamanla aşılacaktır. Bir insan düzenli çalışıyorsa, devamında çocuklarını düzenli okula gidiyorsa, karnı doyuyorsa, bunların yanında sinema, tiyatro, gezi, eğlence, spor gibi aktivitelerle sosyal oluyorsa zamanla çözülmeyecek sorun olmayacaktır diye düşünüyorum. Bunlar özellikle doğu ve güneydoğuya özgü çözümler. Sorun buradan kaynaklanıyor diyenlere cevap niteliğindedir bu çözümler. Eğer cidden istenseydi çok şey değişirdi. Atatürk zamanında neden böylesi bir terör yoktu. Rum, Ermeni çeteleri tarafından yapılan bir terör sözkonusuydu. Bunlarsa savaş ortamında yaşanıyordu. . Ama şu an savaş ortamı yok. Ve yaşananlar hiç doğal değil. Doğu ve güneydoğuda Elazığ ilinden sonra başka bir diyar vardır. Bir anlamda ise başka bir ülke diyebiliriz. Gidip görenler bunu anlayacaktır. İnsanlar, mekanlar büyük şehirlerden, semtlerden o kadar farklıdır ki şaşarsınız. Zaman zaman Irak'ta mıyım diye sorarsınız kendi kendinize..

Topraklar çorak, ağacsız, bakımsız, evler, yollar, caddeler bakımsız, hoyrat mekanlar vardır. Teknoloji mi? O ne ki!! İnsanlar kendi dünyalarında yaşıyorlar oralarda. Eğitim bugüne kadar sıkı sıkıya örülmüş cehalet duvarını yıkamıyor. Bir yıkılsa neler olacak halbuki. Bir alışveriş merkezi olmayan ilçeleri bırakın bir yana il merkezleri var. İnsanlar bir gelire sahip olduktan sonra biraz da tüketimi öğrenecekler. Daha sonra sosyal aktiviteler yada eğitim başlayacak..

İhtiyaçlar hiyerarşişinde eğitim açlıktan sonra gelir. Önce birincil ihtiyaç olan beslenme (açlık) giderilmelidir. Aç olan insan cinayet işler, çalar, çırpar, güngörmemiştir. Bu zamanla tepkiye dönüşür. Siyasi propagandalar ile su yüzüne çıkar. Bu hoyratlığa terkedilme bir isyan halini alabilir.

Ancak bu gerçekleri görmek istemeyen diğer bir cahil kitle var ki bunlar kent merkezlerinin cahil güngörmüşleridir. Kan içmeye doyamayan kafatası milliyetçiliğinin önde gidenleri farkında olmadan ne kötülükleri körüklemektedirler. Vatanın ve milli birlik beraberliğin altına koyulan dinamit olmaktan öteye gitmiyor davranışları.

Ne olursa olsun halklar kardeştir. Ne olursa olsun insanlar ölmemelidir. Herkes özünde insandır. Herhangi biri herhangi bir nedenden folayı dışlanamaz. Dışlanmamalı. Bu ülke hepimizindir. Atatürk Türkiyesi bağnaz, ayrılıkçı fikirlerden yeterince zarar gördü. Artık birlik olma zamanıdır. Kötülüğe karşı iyilik tohumları ekelim. Bardağın dolu tarafını görmezden gelmeyelim. Unutmayalım ki her birey özünde insandır.

Hiç yorum yok: