8 Ocak 2008 Salı

Alaturka Cadde Duzenlemesi - Necdet Guler

ALATURKA CADDE DÜZENLEMESİ



Yer, İzmit - Kuruçeşme… Atatürk Caddesi… İnsanlar toplanmış, ağaçların kesilişini seyrediyorlar.

- Ağaçları neden kesiyorlar ?

- Kaldırımlar yeniden yapılacakmış

- Yani daha güzel kaldırımlar için mi ?

- Evet...

Yıl 1998… Aylardan Ağustos… Türk ve İtalyan hükümetince ortak yürütülen Türkiye Kavakçılığını Geliştirme Projesi’nde görevli elemanlar olarak Orman Bakanlığı tarafından 4 mühendis 1 aylığına İtalya’ya gönderildik. Araştırma kurumlarında mesleki incelemeler yapıyor, tatil günlerinde ise bölgedeki şehirleri gezmeye gidiyorduk.

Bir seferinde yolumuz Alessandria şehrine düştü. Kuzeyde, İzmit kadar bir şehir. Şehri gezip yorulunca büyük bir parka girdik. Adeta orman görünümündeydi. Bir de ne görelim !… Bütün ağaçlar, yurdumuzda ancak birkaç örneği olan Gingko biloba. Bunlar Dinazorlar devrinden kalan bir türe aittir... Bu yüzden bilim adamlarınca canlı fosil sayılıyorlar... Hem geniş yapraklı, hem iğne yapraklı ağaçların botanik özelliklerini taşıyorlar, kuraklığa ve eksi 20 dereceye kadar dayanabiliyorlar.. Bu ağacın yapraklarının, tohumlarının, çiçeklerinin birçok hastalığa karşı etkili olduğu biliniyor. Örneğin alkolde tutulan yaprakları ülser tedavisinde kullanılıyor. Bu yüzdendir ki, italyanlar bu ağaca “albero della vita = Hayatın Ağacı” ismini vermiş. Biz dördümüz Gingko biloba’yı hayatımızda ilk defa gördüğümüzden, heyecanla ağaçlardan birinin dalını eğdik ve yapraklarını inceledik. Fakat bunu yaparken dal kırılacak diye ödümüz koptu, bir tek yaprak koparmaya da cesaret edemedik. Çünkü çevrede oturanlar polis çağırır, başımız büyük derde girerdi ve üstelik orman mühendisi olduğumuzu söylesek daha da utanacak duruma düşerdik.

Yıl 2007… Ekim’in 28’i… Günlerden Pazar… İzmit - Kuruçeşme’nin en işlek caddesi olan Atatürk Caddesi’nde mevcut kaldırımlar yenilenecek diye, 30-40-50 sene önce dikilmiş olan, herbiri 10-15 m boyunda ıhlamur, akasya ve çınar ağaçları dipten kesiliyor.

Bu caddede ticaret yapan esnaf, kahvehanelerinin müdavimleri, binalarda oturanlar, yayalar, hepinize müjdeler olsun !… Artık pırıl pırıl kaldırımlarda gezeceksininiz, üstüne iskemlelerinizi atıp sohbet edeceksiniz, güneş ışnları hiçbir engele takılmadan size ulaşacak ve vücudunuzdaki D vitamini artacak !… Bu pahalılıkta ne büyük avantaj değil mi ?… Hele yazın ısınan kaldırımlar sizin de içinizi ısıtacak… Ağaçların tepesine konan kuşlar üzerinize pisleyemeyecek. Hele o kargaların bed sesi hiç olmayacak. Yol kenarlarına bıraktığınız arabalarınız öyle ısınacak ki, içine binince o sıcaklığın fizyolojik etkisini hemen hissedeceksiniz, ağrılarınız hemen gececek.

Manzaranız mı bozuldu ?… Fazla üzülmeyin. Zaten manzara nedir ki ?... Siz kaldırım manzarasından herhalde habersizsiniz. Hem şimdi öyle ağaçlar var ki 3-5 senede elektrik direği gibi büyüyor. Büyüyenlerin şekli elektrik direği gibi olmaz ise budayıcılar var, ağacın bütün dallarını keserek onu direk haline getiriyorlar, geçen sene görmediniz mi? Kesilen ağaçlar tozu mu tutuyordu ?… Kaldırımlar kaymak gibi olacak… ortada toz mu kalır.

İnsanlara “güzel kaldırım mı istersiniz, yoksa ağaçları mı?” diye sorsalar Tanganika’da yaşayanların bile kaldırımı tercih edeceğini bilmiyorsanız yazık size… Sanki o ağaçların kesilmesine karar veren bunu bilmiyor… Kaldırım daha önemli… Esnaf kardeşlerim… Geniş ve yüzeyi pürüzsüz kaldırımın dükkan önüne daha fazla satılacak mal koymak olduğunu da mı bilmiyorsunuz ?... Bu ülkede kaldırımlar daha çok buna yaramıyor mu? Siz konut sahipleri…”Güneş giren yere doktor girmez” deyişini size ilkokulda öğretmediler mi ?… Güneş ışınlarının önündeki engelleri kaldırmakla size yapılan bu iyiliği yaz gelince daha iyi anlayacaksınız..

İşte fark…”Sizi nikahıma davet ediyorum. Çicek göndermeyin, falanca vakfa fidan bağışı yapın” şeklinde davetiyeler yazan, bir fidan dikilmesi için didinip, Tema gibi kuruluşlara üye olan Türkiye’nin insanları… Kesince oluyor.. Yazıklar olsun…


NECDET GÜLER

Hiç yorum yok: